23 Mayıs 2015 Cumartesi

Üç yıl bitti



Eveeeetttt...

Bundan tam üç yıl önce, göğsümün altına elime gelen bir kitle ile karşılaştım. Doktor gezmesi, cerrah bulması derken 16 Şubat'ta Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu tarafından ameliyat edildim.

Ameliyat sonu netti: 2B evre meme kanseri. Koltuk lenf bezlerimin bazılarında tutulum vardı ve kemoterapi almam gerekiyordu.
Bu blogda süreci biraz anlattım. İlk 10 gün zor, son 10 gün ise daha kolay geçiyordu, hatta biraz da hasta olmanın verdiği hayata tutunma, sarılma çabasıyla bu ikinci 10 günü dolu dolu, enerjik ve sosyal geçirdim.

Her kemoterapinin bu son 10 günü, her gün dışarıdaydım. Çocuklar sağ olsunlar, İstanbul'un altını üstüne getirdik birlikte.
Gün geldi, kemoterapiye kıyasla çok çok kolay olan radyoterapi de bitti. Sevgili onkoloğum Prof. Dr. Gökhan Demir'i üç ayda bir görmeye başladım. İkinci yılın sonunda ise "artık 6 ayda bir görüşeceğiz" dedi. 5 yıl tamamlanıncaya kadar (inşallah), 6 ayda bir gideceğim. Her seferinde farklı tetkikler isteniyor, onları yaptırmak, sonucunu beklemek çok stresli doğrusu ama insan nelere alışmıyor.

Son olarak benden bir pet çektirmemi istedi doktorum. Pet sonucunda omurgamda ılımlı FDG tutulumu olduğuna dair bir rapor geldi. Bunu uzman da kemik metestazı olarak yorumlamamıştı ama emin olmak için bir MR çektirmeye karar verdik.
Çekilen MR'da dejeneratif değişiklikler olduğu görüldü. Bunlar yaş, tramva gibi etmenlerle oluşan hatta bizim halk arasında fıtık dediğimiz rahatsızlıklar. Yani mestastaz falan değilmiş.

Aslına bakarsanız her seferinde "acaba metastaz mı var" diye düşünmemize sebep olacak sonuçlar alıyoruz. Bir seferinde başım çok dönüyordu, yataktan kalkamıyordum. Onun için de beyin MR'ı çektirmiştim. Sonuç kulağımdaki kristallerin kayması yani fertigoymuş ve sağ olsun gelmiş beni bulmuş.

Bir başka seferinde göğsümdeki ameliyat lezyonları (ameliyat sonrası kalan izler) FDG tutulumu yapmıştı. Haydi bu sefer de meme ultrasonuna Gül Hanım'a gitmiştik. O da bunların korkulacak bir şey olmadığını söylemişti.

Bir diğerinde de bitmeyen kemik ağrılarımın sebebi D vitamini eksikliği çıkmıştı. D vitamini takviyesi alınca ağrılarım epey azalmıştı.

Daha aklıma gelmeyen bir yığın tetkik, bir yığın acaba sorusu ile karşılaştık. Çok şükür sonuçlar iyi çıktı.

Bizim günler sadece böyle geçmiyor elbette. İlerde size gezdiğim yerlerle ilgili de yazılar yazacağım.


Bu sürede Kaş'a, Yunanistan'ın Midilli adasına, Bursa'ya tatile gittim. İstanbul'da gezmelere de devam. Aa bir de güzel haberim var. Torun geliyor torun...

Sağlıkla, huzurla kalın. İnternetten kötü şeyler aratmak zorunda kalan ve benim sayfama bir şekilde gelen herkese, onların yakınlarına şifa ve iç huzuru diliyorum.

Allah yolunuzu kolay etsin.